HUKUK UYUŞMAZLIKLARINDA ARABULUCULUK SÜRECİ
DAVA ŞARTI ARABULUCULUK
Arabuluculuk, bir özel hukuk uyuşmazlığında tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği konularda özgür iradeleriyle seçtikleri arabulucu vasıtasıyla gerçekleştirdikleri uyuşmazlık çözüm yöntemidir.
Kanundaki tarifine göre arabuluculuk; Sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, tarafların çözüm üretemediklerinin ortaya çıkması hâlinde çözüm önerisi de getirebilen, uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve ihtiyarî olarak yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemini ifade eder.
ARABULUCU KİMDİR, KİMLER OLABİLİR?
Türk vatandaşı olan, mesleğinde en az beş yıllık kıdeme sahip hukuk fakültesi mezunu olan, tam ehliyetli olan, belirli suçlardan mahkum olmamış kişiler Bakanlıkça yapılan yazılı sınavda başarılı olmak kaydıyla Adalet Bakanlığı tarafından arabulucular siciline kaydolurlar.
Önemle belirtilmelidir ki :
- Sadece Adalet Bakanlığı tarafından tutulan arabuluculuk listesinde kayıtlı kişiler arabuluculuk faaliyeti yürütebilir.
- Arabulucu asla uyuşmazlığı tarafı olamaz, süreci tarafsızlık ve eşitlik prensibiyle yönetmelidir.
HANGİ TÜR UYUŞMAZLIKLARDA ZORUNLU ARABULUCULUK MEVCUTTUR?
- İş Hukuku Uyuşmazlıklarında Zorunlu Arabuluculuk
İş mahkemeleri kanununa göre; Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
01.01.2018 tarihinde yürürlüğe giren düzenleme ile birlikte Arabuluculuk dava şartı olarak belirlenmiş ve İş Mahkemeleri Kanunu’nda büyük değişiklikler meydana gelmiştir.
İşçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade taleplerinde doğrudan dava açılabiliyorken, artık arabulucuya başvurulması dava şartı haline gelmiştir. Bu düzenleme ile birlikte arabulucuya başvurulmaksızın açılan iş davaları, dava şartı yokluğu nedeniyle reddedilecektir.
İşçi – işveren ilişkisinden kaynaklanan kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, yıllık izin ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, prim, ikramiye, sendikal tazminat, mobbing tazminatı gibi işçilik alacakları talebi için arabulucuya başvuru zorunludur. Ancak iş kazası ve meslek hastalığından kaynaklanan maddi-manevi tazminat talepleri ve bunlarla ilgili tespit, itiraz ve rücu davaları açısından arabuluculuk şartı ön görülmemiştir. Hizmet tespit davaları ise kamu düzeninde olduğundan arabuluculuğa elverişli değildir.
- Ticari Davalarda Zorunlu Arabuluculuk
Türk Ticaret Kanunu’nda belirtildiği üzere; ilgili kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
Kısacası bu tip uyuşmazlıklarda arabulucuya başvurmadan açılan davalar usulden reddedilecektir.
- Gayrimenkul ve Kira Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nda belirtildiği üzere; Taşınmazın devrine veya taşınmaz üzerinde sınırlı ayni hak kurulmasına ilişkin uyuşmazlıklar arabuluculuğa elverişlidir. Tarafların yazılı olarak kararlaştırması ve arabulucunun bu kararı tutanak altına alması halinde arabulucunun talebiyle, arabuluculuk süreciyle sınırlı olmak ve konulduğu tarihten itibaren üç ayı geçmemek üzere tasarruf yetkisinin kısıtlandığına dair tapu siciline şerh verilir. Bu şerh, tarafların anlaşamaması veya tarafların şerhin kaldırılması konusunda anlaşması halinde arabulucunun talebiyle, üç aylık sürenin sonunda ise kendiliğinden kalkar.
Aşağıdaki uyuşmazlıklarda, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır:
- a) Kiralanan taşınmazların 2004 sayılı Kanuna göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler hariç olmak üzere, kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklar.
- b) Taşınır ve taşınmazların paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin uyuşmazlıklar.
- c) 23/6/1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunundan kaynaklanan uyuşmazlıklar.
ç) Komşu hakkından kaynaklanan uyuşmazlıklar
İŞ HUKUKU UYUŞMAZLIKLARINDA ARABULUCUYA NASIL BAŞVURULUR?
İşçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade taleplerinde öncelikle davalının yerleşim yeri veya işin yapıldığı yer yargı çevresinde bulunan adliyelerde kurulmuş olan arabuluculuk bürosuna başvurulur. Eğer arabuluculuk bürosu henüz kurulmamışsa o yerdeki sulh hukuk mahkemelerindeki yazı işleri müdürlüklerine başvurulacaktır. Taraflar anlaşır ise kendileri arabulucu belirleyebilirler ancak anlaşma olmadığı takdirde Adalet Bakanlığı’nca belirlenen listeden atama yapılacaktır.
Görevlendirilen arabulucu en hızlı şekilde taraflara ulaşır ve ilk toplantı için davet eder. Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren üç hafta içinde sonuçlandırmak zorundadır. Zorunlu hallerde bu süreyi en fazla bir hafta uzatabilir.
Arabulucunun taraflara ulaşamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya görüşmeler sonucunda tarafların anlaşması veya anlaşamaması halinde arabuluculuk faaliyeti sona erdirilir ve durum tutanak altına alınır. Davacı bu tutanağı dava dilekçesine eklemelidir.
İŞ DAVASININ ARABULUCULUK YOLUYLA ÇÖZÜLMESI NE KADAR SÜRER?
Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren üç hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla bir hafta uzatılabilir.
Arabulucu, taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması yahut yapılan görüşmeler sonucunda anlaşmaya varılması veya varılamaması hâllerinde arabuluculuk faaliyetini sona erdirir ve son tutanağı düzenleyerek durumu derhâl arabuluculuk bürosuna bildirir.
İŞE İADE DAVALARINDA ARABULUCULUK SÜRECİ NASIL OLACAK?
İş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiasında ise, fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren 1 ay içerisinde işe iade talebiyle arabuluculuk bürosuna başvurabilir. Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşma sağlanamazsa son tutanağın tutulduğu tarihten itibaren 2 hafta içerisinde İş Mahkemesinde dava açılması gerekmektedir.
Eski düzenlemeye göre işe iade davalarında 2 ay içerisinde karar verilmeli ve Yargıtay aşamasında da 1 ay içerisinde sonuçlandırılması gerekmekteydi. Ancak uygulamada bu sürelere riayet edilmemekteydi. Yapılan son düzenleme ile süreler kaldırılmış “ dava ivedilikle sonuçlandırılır.” ibaresi getirilmiştir.
İş veren tarafından iş akdi feshedilen veya haklı ve geçerli nedenlerle iş akdini fesheden işçi, arabuluculuk faaliyeti esnasında hak kaybına uğramamak açısından işçilik alacaklarının hesabını iyi yapmalıdır. Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti vs. gibi işçilik alacaklarının hesabını yapmak teknik bilgi gerektirdiğinden hak kayıpları yaşanması kaçınılmazdır. Bu nedenle bir avukattan danışmanlık almak hak kaybı yaşamamak açısından önem arz etmektedir.
ARABULUCULUK FAALİYETİNDE ÜCRET
Tarafların arabuluculuk görüşmeleri sonucunda anlaşmaları halinde, aksi kararlaştırılmadığı sürece ücret eşit şekilde ödenir. (Arabuluculuk asgari ücret tarifesi her sene yenilenerek Resmi Gazetede yayınlanmaktadır.)
Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları halinde, iki saatlik ücret tutarı arabuluculuk asgari ücret tarifesinin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı tarafından ödenir. Adalet Bakanlığı tarafından ödenen ücret yargılama giderlerinden sayılır ve yargılama sonunda haksız çıkan taraftan tahsil edilir.
Arabuluculuk görüşmesine davet edilmesine rağmen, mazeret bildirmeksizin katılmayan taraf dava sonunda haklı çıksa dahi yargılama giderlerinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekalet ücretine de hükmedilmez. Her iki taraf da toplantıya katılmamışsa açılacak davada her tarafın yaptığı yargılama giderleri kendi üzerlerine bırakılır.
ARABULUCULUK TOPLANTISINA KATILMAYAN TARAFIN HUKUKİ SORUMLULUĞU NEDİR?
Arabuluculuk görüşmelerine taraflar bizzat, kanuni temsilcileri veya avukatları aracılığıyla katılabilirler. İşverenin yazılı belgeyle yetkilendirdiği çalışanı da görüşmelerde işvereni temsil edebilir ve son tutanağı imzalayabilir.
Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaz ise arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf iş mahkemesinde dava açılması halinde kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin (dava avukatlık ücreti, harçlar, bilirkişi ücreti vb. giderler) tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca ilk toplantıya katılmayan bu taraf lehine avukatlık vekalet ücretine de hükmedilmez.
Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır. Yani, her iki taraf yaptığı masrafları ve harçları kendisi öder. Ancak bu halde haklı çıkan taraf lehine yasal avukatlık ücretine hükmedilebilir.
İHTİYARİ ARABULUCULUK: HANGİ UYUŞMAZLIK VE DAVALAR İÇİN ARABULUCULUĞA BAŞVURULABİLİR?
İhtiyari arabuluculuk tarafların bir arabulucuya gitme zorunluluğu olmamasına rağmen uyuşmazlığın çözümü için dava açmadan önce arabulucuya başvurmayı tercih etmesidir. Taraflar üzerinde tasarruf edebilecekleri her türlü özel hukuk uyuşmazlığıyla ilgili ihtiyari arabuluculuk yoluna başvurabilir.
Örnek vermek gerekirse;
- Miras hukukundan kaynaklanan hukuki uyuşmazlıklara dair davalar,
- Boşanma davasıyla ilgili bazı tazminat ve alacak talepleri,
- Maddi ve manevi tazminat talepleri
- İş hukukundan kaynaklanan, tazminat ve alacak talepleri; iş kazası nedeniyle doğan her türlü tazminat talepleri
- Rekabet yasağı sözleşmesi, çek ve bonodan kaynaklanan uyuşmazlıklar
- Nişanın bozulması sebebiyle hediyelerin iadesi
Buradaki önemli husus uyuşmazlığın kamu düzenini ilgilendirmemesi ve özellikle kamu kurumlarının haklarına zarar vermemesi gerekmektedir.
Velayet davaları, nüfusun düzeltilmesi davası, idari yargının yetkisine giren davalar, vergi hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıklar, iş hukukundan kaynaklanan hizmet veya iş kazasının tespiti vb. gibi tüm tespit davaları kamu düzenini doğrudan etkilediği için arabuluculuğa elverişli değildir.
Ayrıca Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre uzlaştırma kapsamında olan bir suç ile bağlantılı uyuşmazlıklar da arabuluculuk kanunu dışındadır.
ARABULUCUYA BAŞVURU SÜRESİ MEVCUT MUDUR?
Taraflar dava açılmadan önce veya davanın görülmesi sırasında arabulucuya başvurma konusunda anlaşabilirler. Mahkeme de tarafları arabulucuya başvurmak konusunda aydınlatıp, teşvik edebilir.
Aksi kararlaştırılmadıkça taraflardan birinin arabulucuya başvuru teklifine otuz gün içinde olumlu cevap verilmez ise bu teklif reddedilmiş sayılır.
Dava açıldıktan sonra tarafların birlikte arabulucuya başvuracaklarını beyan etmeleri hâlinde yargılama, mahkemece üç ayı geçmemek üzere ertelenir. Bu süre, tarafların birlikte başvurusu üzerine üç aya kadar uzatılabilir.
ARABULUCULUK SÜRECİNDE TARAFLARIN HAK VE YÜKÜMLÜLÜKLERİ NELERDİR?
- Taraflar, arabulucuya başvurmak, süreci devam ettirmek, sonuçlandırmak veya bu süreçten vazgeçmek konusunda serbesttirler.
- Taraflar, gerek arabulucuya başvururken gerekse tüm süreç boyunca eşit haklara sahiptirler.
- Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça arabulucu, arabuluculuk faaliyeti çerçevesinde kendisine sunulan veya diğer bir şekilde elde ettiği bilgi ve belgeler ile diğer kayıtları gizli tutmakla yükümlüdür.
- Aksi kararlaştırılmadıkça taraflar da bu konudaki gizliliğe uymak zorundadırlar.
- Bilgilerin açıklanması mahkeme, hakem veya herhangi bir idari makam tarafından istenemez. Bu beyan veya belgeler, birinci fıkrada öngörülenin aksine, delil olarak sunulmuş olsa dahi hükme esas alınamaz. Ancak, söz konusu bilgiler bir kanun hükmü tarafından emredildiği veya arabuluculuk süreci sonunda varılan anlaşmanın uygulanması ve icrası için gerekli olduğu ölçüde açıklanabilir.
- Sicile kayıtlı olan arabulucular, arabulucu unvanını ve bu unvanın sağladığı yetkileri kullanma hakkına sahiptirler.
- Arabulucu yapmış olduğu faaliyet karşılığı ücret ve masrafları isteme hakkına sahiptir. Arabulucu, ücret ve masraflar için avans da talep edebilir.
- Arabulucu görevini özenle, tarafsız bir biçimde ve şahsen yerine getirir.
- Arabulucu olarak görevlendirilen kimse, tarafsızlığından şüphe edilmesini gerektirecek önemli hâl ve şartların varlığı hâlinde, bu hususta tarafları bilgilendirmekle yükümlüdür. Bu açıklamaya rağmen taraflar, arabulucudan birlikte talep ederlerse, arabulucu bu görevi üstlenebilir yahut üstlenmiş olduğu görevi sürdürebilir.
- Arabulucu, taraflar arasında eşitliği gözetmekle yükümlüdür.
- Arabulucu, bu sıfatla görev yaptığı uyuşmazlıkla ilgili olarak açılan davada, daha sonra taraflardan birinin avukatı olarak görev üstlenemez.
- Arabulucuların iş elde etmek için reklam sayılabilecek her türlü teşebbüs ve harekette bulunmaları ve özellikle tabelalarında ve basılı kâğıtlarında arabulucu, avukat ve akademik unvanlarından başka sıfat kullanmaları yasaktır.
- Arabulucu, arabuluculuk faaliyetinin başında, tarafları arabuluculuğun esasları, süreci ve sonuçları hakkında gerektiği gibi aydınlatmakla yükümlüdür.
- Niteliği gereği yargısal bir yetkinin kullanımı olarak sadece hâkim tarafından yapılabilecek işlemler arabulucu tarafından yapılamaz.
ARABULUCULUK GÖRÜŞMELERİ SONUNDA TARAFLARIN ANLAŞMASI
Görüşmeler sonucunda taraflar uyuşmazlık konusunda anlaşmaya varmış ise anlaşma maddeleri arabulucu tarafından ayrıntılı şekilde tutanağa geçirilerek bir “anlaşma belgesi” düzenlenir. Belgede görüşmede bulunan tarafların ve arabulucunun imzası bulunur.
ARABULUCULUK ANLAŞMASINA İCRA EDİLEBİLİRLİK ŞERHİ VERİLMESİ
Arabuluculuk faaliyeti sonunda düzenlenen anlaşma belgesi mahkeme ilamı değildir. Bu belgenin ilam niteliğine kavuşabilmesi için görevli ve yetkili sulh hukuk mahkemesinden “icra edilebilirlik şerhi” talep edilmesi gerekmektedir. Sulh hukuk mahkemesinde açılacak dava çekişmesiz yargı işidir ve inceleme dosya üzerinden yapılacaktır. Mahkeme anlaşma belgesinin cebri icra kabiliyetinin olup olmadığını karara bağlayacaktır.
Anlaşma belgesi taraflar, avukatları, kanuni temsilcileri ve arabulucu tarafından imzalanmış ise artık icra edilebilirlik şerhi aranmaz. Bu belge ilam niteliğinde bir belgedir.
Dikkat edilmesi gereken husus, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılan hususlar hakkında daha sonra dava açılamaz.
ARABULUCULUK KONUSU BEYAN VEYA BELGE DAVALARDA KULLANILAMAZ
Arabuluculuk faaliyetinin gizli yapılmasının neticesi olarak; taraflar arabuluculuk süreci sonunda bir anlaşmaya ulaşamadıklarında, arabuluculuk sürecinde ifade edilen beyanlar veya ileri sürülen belgeler mahkemelerde delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın arabulucudan sonra tahkim yoluna götürülmesi halinde dahi bu belge ve beyanlar delil olarak kullanılamaz .
Taraflar, arabulucu veya arabuluculuğa katılanlar da dâhil üçüncü bir kişi, uyuşmazlıkla ilgili olarak hukuk davası açıldığında yahut tahkim yoluna başvurulduğunda, aşağıdaki beyan veya belgeleri delil olarak ileri süremez ve bunlar hakkında tanıklık yapamaz:
- a) Taraflarca yapılan arabuluculuk daveti veya bir tarafın arabuluculuk faaliyetine katılma isteği.
- b) Uyuşmazlığın arabuluculuk yolu ile sona erdirilmesi için taraflarca ileri sürülen görüşler ve teklifler.
- c) Arabuluculuk faaliyeti esnasında, taraflarca ileri sürülen öneriler veya herhangi bir vakıa veya iddianın kabulü.
ç) Sadece arabuluculuk faaliyeti dolayısıyla hazırlanan belgeler.
Yukarıda belirtilen bilgilerin açıklanması mahkeme, hakem veya herhangi bir idari makam tarafından istenemez. Bu beyan veya belgeler, birinci fıkrada öngörülenin aksine, delil olarak sunulmuş olsa dahi hükme esas alınamaz. Ancak, söz konusu bilgiler bir kanun hükmü tarafından emredildiği veya arabuluculuk süreci sonunda varılan anlaşmanın uygulanması ve icrası için gerekli olduğu ölçüde açıklanabilir.
Yukarıda sayılan hususlar arabuluculuğun konusuyla ilgili olup olmadığına bakılmaksızın, hukuk davası ve tahkimde uygulanır.
Ancak ilgili sınırlamalar saklı kalmak koşuluyla, hukuk davası ve tahkimde ileri sürülebilen deliller, sadece arabuluculukta sunulmaları sebebiyle kabul edilemeyecek deliller haline gelmez.
SONUÇ
Ay Hukuk Bürosu Arabuluculuk faaliyetlerini hem arabulucu olarak hem taraf vekilliği anlamında yürüten ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın barışçıl yöntemlerle, hızlı ve tüm tarafların menfaatine olacak şekilde sonuçlanmasını sağlayan uzmanlaşmış bir kadroya sahiptir.
Ay Hukuk Bürosu, özel hukuk uyuşmazlıkları sonucu meydana gelecek tazminat ve hak ediş süreçlerini Arabuluculuk ve ilgili mevzuatlara uygun şekilde yönetmektedir.
Tarafların ilgili sürecin hukuki detayları hakkında bilgi sahibi olması ve alanında uzman bir avukata danışması önemlidir.

