İŞ KAZASI GEÇİRDİM NE YAPABİLİRİM ?
- İŞ KAZASI NEDİR ?
İş kazası ile ilgili hükümler 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda düzenlenmiştir. Yasadaki tanıma göre iş kazası:
“İşyerinde veya işin yürütümü nedeniyle meydana gelen, ölüme sebebiyet veren veya vücut bütünlüğünü ruhen ya da bedenen engelli hâle getiren olayı ifade eder.”
Kazanın, işçiyi etkilemiş, onu işten alıkoymuş, çalışma gücünde azalma veya kayıplara yol açmış olması gerekir. Bununla birlikte kazanın aniden meydana gelen olay olması da gerekmez, belirli bir süre sonunda meydana gelen bedensel ve ruhsal zararlar da iş kazası sayılır.
- SİGORTALIYA BEDENSEL VE RUHSAL OLARAK ZARAR VEREN OLAYLARIN İŞ KAZASI SAYILABİLMESİ İÇİN:
5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu uyarınca İş kazası;
-İşçinin işyerinde bulunduğu sırada,
-İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle, sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,
-İşçinin, görevli olarak iş dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
– Emziren kadın işçinin iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
– İşçinin, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, meydana gelmesi gerekmektedir.
- İŞ YERİ NERESİDİR?
İş yerinde üretilen mal veya verilen hizmet ile iş yerine bağlı bulunan veya aynı işveren yönetimi altında örgütlenen işyerine bağlı yerler, dinlenme, çocuk emzirmek, yemek ve büro gibi eklentiler ile araçlar da işyerinden sayılır. İş kazasının varlığı için işçinin işyerinde bulunması gerekli ve yeterli kabul edilmektedir. İşyerinde meydana gelen bir kazada işçinin kusuru bulunması olayın iş kazası sayılmasına engel teşkil etmez.
Zararı gerçekleştiren sebebin işverenin dışında doğal bir olay ya da üçüncü bir kişinin fiili olması, işyerinde gerçekleşmiş olayın iş kazası sayılmasına engel olmaz.
- İLLİYET BAĞI
Bir kazanın iş kazası sayılabilmesi için kaza ile meydana gelen zarar arasında uygun bir illiyet bağı olması gerekmektedir. Yani işçinin yaptığı iş ile kaza arasında ve bu kaza ile zarar arasında sebep sonuç ilişki bulunmalıdır.
Yargıtay, vermiş olduğu çeşitli kararlarında, iş kazasından söz edilebilmesi için insan hayatına son veren olayın, ani, beklenmedik bir dış etken sonucu gerçekleşmesi ve olayla yapılan iş arasında “uygun neden-sonuç bağı” bulunmasının gerekli olduğu ve bütün bu koşulları taşımayan, işçinin yaptığı işle bir ilgisi bulunmayan bir iş kazasının yasal olarak iş kazası olarak nitelenemeyeceği kararına varmıştır. İlliyet bağı her somut olayda ayrıca değerlendirilmelidir.
Uygun illiyet bağını ortadan kaldıran durumlar vardır. Mücbir sebep, zarara uğrayanın ağır kusuru, üçüncü kişinin ağır kusuru ve zarara uğrayan ile üçüncü kişinin ağır kusuru, kaza ile zarar arasında ya da kaza ile yapılan iş arasındaki uygun illiyet bağını ortadan kaldırır.
*Yargıtay kararlarına göre, işçinin aracıyla dinlenme tesisinde mola verdiği sırada meydana gelen deprem sonucu enkaz altında kalarak ölmesi her ne kadar iş kazası olarak nitelendirilmişse de, olayın mücbir sebepten meydana gelmiş olması ve illiyet bağının kesilmesi nedeniyle işverenin sorumluluğuna gidilemeyeceğine karar vermiştir.
*Zarar gören işçi olayın meydana gelmesinde tam kusurlu ise zarar veren olayla zarar arasında illiyet bağı kesilir. Örneğin işçinin işyerinde intihar etmesi 5510 sayılı kanuna göre iş kazasıdır. Ancak iş ile kaza arasındaki illiyet bağı işçinin kastı ile kesilmiş olduğundan bireysel iş hukuku açısından iş kazası sayılamaz ve işverenin tazminat sorumluluğundan söz edilemez.
*İşverenin işi görülürken, üçüncü kişinin ağır kusuru sonucu kaza meydana gelmesi durumunda da yürütülen iş ile zarar arasındaki illiyet bağını kesmektedir. Örneğin, Yargıtay’ın önüne gelen bir uyuşmazlıkta işverene ait bir aracı sevk ve yönetmekte olan sigortalı arkadan gelen 3. bir kişinin yönetimindeki aracın çarpması sonucu ağır bir şekilde yaralanmıştır. Olayın oluşunda arkadan gelen araç sürücüsünün %100 kusurlu davranışı nedeniyle, sigortalıda oluşan sakatlanma ile yürütülen iş arasında uygun illiyet bağının kesildiği vurgulanarak, davalı işverenin adam çalıştıran sıfatıyla sorumlu tutulamayacağına karar vermiştir.
C) İŞ KAZASI GEÇİRDİM NE YAPMALIYIM ?
Öncelikle belirtmek gerekir ki iş yerlerinde, iş kazalarının ve meslek hastalıklarının önüne geçmek temel görevimiz olmalıdır. Bunun için işverenin, iş yerinde gerekli iş güvenlik önlemlerini almış olması, alamamış ise işçilerin iş güvenlik önlemleri konusunda ısrarcı olması gerekmektedir. Bu çerçevede, mesleki faaliyeti ne olursa olsun bütün çalışanların fiziksel, düşünsel ve sosyal durumlarının korunması, çalışanların sağlığını tehlikeye sokabilecek unsurların önlenmesi, işçinin fiziksel ve ruhsal yapısına uygun işlere yerleştirilmesi, işin insana ve insanın işe uyumunun sağlanması temel amaç ve hedef olmalıdır.
- İş Kazası Gerçekleşmesi Halinde İşverenin Yükümlülükleri Nelerdir?
İş kazası halinde Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu işverene bir takım yükümlülükler yüklemiştir.
- İşveren, yetkili kolluk kuvvetlerine derhal durumu bildirmek zorundadır.
- İşveren kazadan sonra üç (3) iş günü içerisinde SGK’ya yazılı olarak bildirim yapmak zorundadır.
- Bunların yanında işveren, iş kazasına uğrayan ve meslek hastalığına tutulan sigortalısına sağlık durumunun gerektirdiği sağlık hizmetlerini derhal sağlamakla yükümlüdür.
- İş Kazası Halinde Sigortalı Çalışanın Yükümlülükleri
İş kazası/meslek hastalığı geçiren birçok sigortalı haklarından ve ilk etapta yapılması gerekenlerden haberdar değildir. Bu nedenle de hak kayıpları yaşanmaktadır. Bunun önüne geçmek adına bu hususların bilincinde olmak oldukça önemlidir.
- İş kazası/meslek hastalığı geçiren sigortalı öncelikle derhal sağlık kuruluşuna başvurmalıdır.
- Sağlık önlemleri alındıktan sonra iş kazası kolluk birimine bildirilmeli,
- İş kazası raporu düzenlenmeli,
- İş kazası raporunda daha sonraki süreçte ispata yarar şekilde tanık beyanları rapora eklenmeli,
- Mümkünse iş kazasının meydana geldiği kaza yeri ve makinelerin fotoğrafları çekilmeli,
- İş kazası SGK ve Çalışma Bakanlığı Bölge Müdürlüğü’ne bildirilmelidir.
4) İŞ KAZASI SONRASI SİGORTALIYA SAĞLANACAK YARDIMLAR
İş kazası ve meslek hastalığı halleri nedeniyle sağlanan hak ve yardımlar 5510 Sayılı Kanununda sıralanmıştır. Buna göre;
- Sigortalıya, geçici iş göremezlik süresince günlük geçici iş göremezlik ödeneği verilmesi.
- Sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlanması.
- İş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine, gelir bağlanması.
- Gelir bağlanmış olan kız çocuklarına evlenme ödeneği verilmesi.
- İş kazası ve meslek hastalığı sonucu ölen sigortalı için cenaze ödeneği verilmesi
- Muayene ve tedavi masraflarının sağlanması
- Tedavi için gerektiğinde yurt içinde bir kuruma yahut yabancı ülkeye gönderilmesi
- Kurum’un dinlenme evine yatırılması
- Sigortalının yeniden işe alıştırılması
- Sigortalıya protez araç ve gereçlerin sağlanması
5) İŞ KAZASININ MAHKEME YOLUYLA TESPİTİ
Normal şartlar altında gerekli bildirimler üzerine ilgili kaza soruşturulur ve iş kazası olup olmadığı konusunda bir sonuca ulaşılır. Sonrasında uğranılan zararın tazmini konusunda tazminat davası açılır. Ancak gerekli bildirimler yapılmamış ya da kaza hakkında yeterli bilgi toplanamamışsa sigortalı çalışan; iş kazasının tespiti hakkında dava yoluna başvurabilir.
6) İŞ KAZASI SONUCU DOĞAN TAZMİNATLAR
İş kazası sonucu doğan tazminatları Maddi Tazminat ve Manevi Tazminat diye ikiye ayırıp incelemek gerekmektedir.
A) MADDİ TAZMİNAT
- Geçici İş Göremezlik Tazminatı
İş kazası sonucu geçici iş göremezliğe uğrayan işçi; kaza sonucu işinden elde ettiği kazanç ile sağlıklı halde çalıştığı ilk işinden elde ettiği kazanç arasındaki aleyhine olan farkı işverenden talep edebilir.
Buradaki önemli hususlar şu şekilde sıralanabilir:
- İş göremezlik oranı
- Sakatlığın veya hastalığın zarar görenin mesleğine etkisi
- İşçinin kazadan önceki sabit ve sürekli geliri
- Sürekli İş Göremezlik Tazminatı
Sürekli iş göremezlik durumundan söz edebilmek için işçinin meslekte kazanma gücünü en az %10 oranında kaybetmesi gerekir.
Buradaki önemli hususlar şu şekilde sıralanabilir:
- İş göremezlik oranı
- İşçinin net geliri
- İşçinin bakiye ömrü
- İş görebilirlik çağı
- İşçi ve işverenin karşılıklı kusur oranı
- Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
Tazminattan bahsedebilmek için ölen işçi ile davacı arasında destek ilişkisi bulunmalıdır. İlgili davacının illaki mirasçı yahut hısım olması şartı aranmamaktadır.
Buradaki önemli hususlar şu şekilde sıralanabilir:
- İş kazası veya meslek hastalığı sonucu destek olan işçinin ölümü
- Kaza sonucu ölen işçi ve davacı arasındaki destek bağının varlığı
- Destekte bakım gücü olması
- Destekten yoksun kalanın bakıma ihtiyacı olması
B) MANEVİ TAZMİNAT
Manevi tazminatın şartları Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenmektedir. İlgili kanuna göre manevi tazminat talebinin şartlarını şu şekilde sıralayabiliriz:
- Kişilik haklarına aykırı olarak ihlal edilmelidir.
- Manevi zarar mevcut olmalıdır
- İhlal ve zarar arasında illiyet bağı bulunmalıdır.
- Kişilik haklarının ihlali kusurlu olmalıdır.
Manevi zararın ihlali halinde tazminat isteyebilecekleri ise iki grup olarak sınıflandırabiliriz.
- Bedensel ve Ruhsal Bütünlüğün İhlali Halinde
- Bedensel ve ruhsal zarara uğrayan işçi
- Ağır bedensel zarar gören işçinin yakınları
- Zarar gören işçinin veya yakınlarının mirasçıları
- Ölüm Neticesi Gerçekleştiğinde
- Anne ve baba
- Eş
- Çocuklar
- Kardeşler
- Nişanlı ve evlatlık
- Diğer yakınlar
7) SONUÇ
Ay Hukuk Bürosu İş Hukukunda uzmanlaşmış bir hukuk bürosudur. İş Kanunu, Deniz İş Kanunu, Basın İş Kanunu kapsamında işçi ve işveren taraflarla, alanında uzman iş hukuku avukatları ile birlikte süreç yönetimi yaparak sürecin tüm tarafların menfaatine sonuçlanmasını sağlamaktadır.
Ay Hukuk Bürosu, İş kazası sonucu meydana gelecek tazminat ve hak ediş süreçlerini İş Kanununa uygun şekilde yönetmektedir.
Tarafların ilgili sürecin hukuki detayları hakkında bilgi sahibi olması ve alanında uzman bir avukata danışması önemlidir.

